Skip to content Skip to footer

TAKILMAK LAZIM HAYATA

Değişim kaçınılmaz, geçmişe doğru kendi hayatıma baktığımda ne çok duyguyu deneyimlenmişim tıpkı herkes gibi. Çok değil bundan beş sene öncesine kadar herkesin yaşamı ile kendimi karşılaştırıp ne çok zor deneyim biriktirip en büyük kurbanın ben olduğumu düşünürdüm ve kesinlikle bir kitap yazıp “tüm bunları herkese duyurmalıyım” diye düşünüyordum. Şimdi ise herkesin yaşamının farklı evrelerinde farklı zorlukların barındırdığını düşünüyorum kimileri buna “sınav” da diyor, ben ise enerji sıçramaları, “kuantum alanlarında değişim” demeyi daha uygun buluyorum.

Her bayramda olduğu gibi hepimiz eski bayramları konuşuyoruz. Neydi eski bayramları farklı yapan? Sahip olduklarımız mı? Olamadıklarımız mı?

 

Bayramdan bayram tadındaki günleri düşünmeye başlıyorum, en mutlu olduğum, en sevinçli olduğum anlar ne ile ilgiliydi, yaşadıklarımla mı hissettiklerimle mi yoksa paylaştıklarımızla mı ilgili. Zamanla köleleştiğimiz yaşamlarımızda bazen tüm hayatımız sahip olmak istediklerimizi kovalamakla geçiyor. Bazen kişileri, pozisyonları, lüks yaşamı ya da temel ihtiyaçlarımızı kovalıyoruz. Biz kovaladıkça daha hızlı kaçıp, zamanın ne kadar hızlı aktığını fark edemiyoruz bile. Oysa zamanın durduğu o anların, her şeyin akmasına rağmen kovaladıklarımız ile hiç alakası olmadığını fark edemiyoruz çoğu zaman.

Zaman ile ilgili de yazmak lazım bir gün. Nasıl yaşama canlılık verdiğini, nasıl genişlediğini, nasıl biz istediğimizde ve izin verdiğimizde durduğunu yazmak lazım bir gün 🙂 .

İzin vermek lazım bayrama, izin vermek lazım akmaya. Bildiğimiz ezberleri bırakmak lazım. Bayrama takılmak lazım, paylaşmak lazım, o zaman eski bayramlara ve de eski güzel günlere olan özlem yok olur. AN var olur, zamAN o AN OLur, ANda yaşanır tüm deneyimler, günün sonunda acılar da, özlemler de, sevinçler de hissettiklerimiz de o AN VAR OLur. Özlediğimiz eski bayramlar değil sanırım, duygularımız, saf olan hislerimiz ve hissettirdiklerimiz.

 

Hayata takılmak lazım, hayatın bize takılması yerine.

Sevgi ve ışıkla,

Sakine Özdemir

Leave a comment